 |
UD
Ud
Sözcüğünün Etimolojisi ve Ud'un Tarihçesi
Ud kelimesinin aslı Arapça dır:
"sarısabır veya ödağacı" anlamındaki "el-oud'dan gelir. Baştaki 'el'-
kelimesinin, bazı dillerde olup bazılarında olmayan harf-i tarif
(belirgin tanım edatı) olduğunu bilen Türkler bu edatı atmış, geriye
kalan 'oud' ('eyn, waw, dal) kelimesini de -gırtlak yapıları 'eyn'e
uygun olmadığı için- "ud" şekline sokmuşlardır. Dillerinde tanım edatı
olan Batılılarsa, 11-13. yüzyıllar arasındaki Haçlı seferleri sırasında
tanıyıp Avrupa'ya götürdükleri bu saza, luth (Fr.), lute (İng.), Laute
(Alm.), liuto (İtal.), Alaud (İsp.), Luit (Dat.) gibi hep L ile başlayan
isimler vermişlerdir. Hatta 'saz yapıcılığı' anlamında bizde de
kullanılan 'lütye' kelimesi de yine luth'den yapılmadır (aslı luthier). 
Adı Arapça olduğuna göre, ud
Arap sazı o halde! Hem çok acele, hem çok yanlış bir hüküm bu. Çünkü bu
sazı ilk defa 7. yy.da Horasan'dan Bağdat'a çalışmaya gelen Türk
işçilerin elinde görmüş olan Araplar, göğsünün yapılmış olduğu sarısabır
ağacından (aloexyion agallocum) dolayı el'-oud adını vermişlerse
(Türkler de bu adı aslı olan Kopuz yerine -belki daha kısa oluşu
yüzünden- benimsemişlerse) de, saz Türklerin bin yıllık Kopuz'undan
başka birşey değildir; nitekim ta Hunlardanberi ozanları ve kopuzcuları
olmayan hiçbir Türk ordusu yoktu (cahiliyye devri Arapları müzik aleti
olarak def ve rababe dedikleri tek telli ilkel bir çalgıdan başkasını
bilmiyorlardı). Bu gerçek de çok önce, yüzyılımızın en büyük iki
müzikologu ile, en büyük edebiyyat tarihçimiz tarafından ortaya
konmuştur (bkz. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Ank.
Üni. Bas. 1966, s. 207, 209 vdl.; Mahmut Ragıp Gazimihal, Ülkelerde
Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız, Ank. Üni. Bas. Ank. 1975, s. 64; aynı
müellifin Musiki Sözlüğü, M.E. Bas. İst. 1961, s. 138, 259, 260; Curt
Sachs, The History of Musical Instruments, New York 1940, s. 252). Ud'un
Macarcadaki adı 'Kobza'dır ve Türk Kopuzunun biraz değiştirilmişinden
ibarettir. Nitekim Dede Korkut'da da yine Kopuz'dan türemiş olan 'kobzaşmak'
fiili 'karşılıklı saz çalmak' demektir.
Pi-Pa
adlı Çinli-Türkistanlı, Barbud adlı İranlı benzerleriyle çağları aşan ud,
Kopuz adıyla Asya'dan Anadolu'ya, oradan da ta Rumeliye kadar gelmiş,
aynı zamanda musikişinas olan Yunus Emre'nin şiirlerinde dahi kutsal
nitelikli yerini almıştır (bkz. M. R. Gazimihal, Ülkelerde Kopuz..., s.
51 vd.). Osmanlı sarayının düğün vd. şenlikleri münasebetiyle yazılan
minyatürlü surname'lerde (Surname-i Vehbi, Surname-i Nabi vs.) kopuzun
iki değişik boyu olan ud ve şehrud, diğer sazlar arasında ön planda
görülmektedir. Tarihçi-yazar İ. Hakkı Uzunçarşılı'nın, T. Tarih Kurumu
yayını Belleten dergisinin 161. sayısındaki (Aralık 1977) "Osmanlılar
Zamanında Saraylarda Musiki Hayatı" adlı makalesinde de, 15 ila 19.
yüzyıllarda Osmanlı saraylarında görevli müzisyenler arasında 'awwad'
adı verilen (udi'nin Arapça çoğulu) udilerin sayısı, sanatkar isimleri
ve aldıkları maaşlarla birlikte verilmiştir.
|
Hazırlayan : Ali Tutan |
|